08 May 2021

Amatör İnsan

Kategori: Hikayeler

Leselya Koko

Amatör İnsan

Amatör İnsan yine masasının altında bir sonraki günden kaçıyordu. Biliyordu, yarın uyanması gerekecekti. Ve kalkması lazımdı, üstünü değiştirmezse olmazdı. Kum saatini ters çevirecekti. Kirli mutfakla karşılaşıp iç çektikten sonra kollarını sıvayacak ve en sevdiği şarkıyı mırıldanırken kafasında canlandırdığı anıya misafir olacaktı. Uzun zamandır görmediği, hayatlarındaki yeniliklerden hiç haberdar olmadığı arkadaşlarının seslerini hatırlayıp hatırlamadığını öğrenmek için hayali diyaloglar oluşturacaktı. Biri ona en sevdiği rengi soracaktı. Amatör İnsan da duraksayacaktı. “Herhalde biri sana bu soruyu sormadan, en sevdiğin rengin ne olduğunu bilemiyorsun.” Düşünecekti. “Şimdi renkleri kafamdan geçirince, hiçbirine taç yakıştıramıyorum. Bir anda değersiz çakıl taşlarına dönüşüyorlar.”

“En sevdiğin çakıl taşı hangisi öyleyse?”

“Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.”

Aslında bilmiyordu. Zaten o Amatör İnsan’dı, bilmesi beklenemezdi ki. Gerçi, bir şeylerden haberdarmış gibi davranma konusunda oldukça becerikliydi. Bir şeyler hissediyor gibi gözükme konusunda da pek yetenekliydi. Ama aslında sadece etrafındaki profesyonel insanları taklit ediyordu. Çatal bıçak tutma şekillerine bakıp parmaklarının duruşunu düzeltiyordu. Diğer insanların kaç saniyede bir gözlerini kırptığını ölçüyordu. Birilerinin yağmurdan kaçtığını görünce, ne yapsın, o da kaçıyordu.

Amatör İnsan’ın nereden geldiği çocuklar arasında hep bir merak konusu olmuştu. Biri “Mars!” diyordu, öteki “Kara delik!” diye çığlık atıyordu. Biri “B-612” derken, diğeri “Coruscant!” diye diretiyordu. Amatör İnsan’a bakınca insanların aklına hep gökyüzü geliyordu, doğru. Ama onun yuvası yer altında bir yerlerdeydi.

Amatör İnsan yine masasının altında, bir önceki günden kaçıyordu. Hani uyanmıştı, hani kalkmıştı ve üstünü giyinmişti. Hani mutfağa girmişti, hani en sevdiği şarkıyı mırıldanmıştı. Hani çocukluğundan tatsız bir anı aklına düşüvermişti. Hani biri adını haykırmıştı. Hani biri ona gelmesini, diğeri de gitmesini söylemişti. Ve tüm bunlar olurken bir başkası aramıştı. Alışveriş yapıyordu, fikir istiyordu. Kendine bir tutam do notasından mı alsa la notasından mı alsa emin olamıyordu. Amatör İnsan kızmıştı: “Paran varsa ikisinden de al! Gerçi ben, en çok mi severim.”

Hani Amatör İnsan uyanalı iki saat olmuştu ama fena halde bitkindi. Yatağına uzanıp en sevdiği şarkıyı dinlemek için kulaklığını takmıştı. Ama sonra kulakları düşüvermişti. Mırıldanmak için açtığı dudakları kaybolmuştu. Zavallı Amatör İnsan, müziği yalnızca hayal etmişti.

Hani uyuması ayıptı, o an. Yeni uyanmıştı zaten. Camını açmıştı, uzanmıştı, ama sadece dinlenmek için. Üşüyünce camını kapatmıştı. Sonra bir anda içeri konuşan bir sigara dalıp içli içli derdini açmıştı. Ve Amatör İnsan tekrar cama koşmuştu.

Hani soğuktan titriyordu, Amatör İnsan. Camını kapatmıştı. Uyumak istiyordu ama suçlu hissediyordu. Göz kapakları kilo almıştı, zihni ufacık bir çocuktu. Yuvarlak kafasının bir yanı taze çiçekler açmaya uğraşırken diğer yanı yalnızca dinlenmek istiyordu. Hani bu iki ayrı nokta anlaşma imzalayacağı sırada konuşan sigara ağlaya ağlaya Amatör İnsan’a sarılmaya gelmişti ve sonra hemen odadan çıkmıştı. Amatör İnsan da ekşittiği yüzünü camdan yana çevirmişti. Hırkasını giyinip dişlerinin çıkarttığı sesleri dinlemişti.

Hani Amatör İnsan rüyasında her gün gördüğü bir kimseyi görmüştü. Bu yüzden onu gerçekten her gün görüyor mu yoksa rüyasıyla mı karıştırıyor merak etmişti. Hani sesini hatırlamaya uğraştığı arkadaşları birer düş kırıntısı olmuştu. Hani kendisi aslında, yalnızca, profesyonel insanları taklit eden bir amatör insandı. Kedisi biliyordu. Kıs kıs gülüyordu.

Amatör İnsan yine masasının altında, bugünden kaçıyordu.

Bir yorum yapın

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz.