Boş boş duvara baktığım fark edilmesin diye elime rastgele bir kitap aldım. Çünkü bilirsiniz, duvara bakmak oldukça endişe verici bir şeydir. Otobüs beklerken önünüzdeki kaldırımı izlerseniz hiçbir sorun olmaz, metroda karşınızda duran siyah camı incelerseniz kimse gelip de size laf etmez, dersten sıkılıp da sıranızın köşesini karalamaya başlamanız oldukça normaldir. Ama… ama duvara bakmak, uygun değil. Bu, kesinlikle düşüncelere daldığınız anlamına geliyor. Endişe verici, tüyler ürpertici!
Elimdeki kişisel gelişim kitabının cümlelerinde dolanan gözlerim sonunda pes etti ve kapandı. Başımı yandaki masaya yasladım. Ve kısa bir süre sonra ellerimin, bacaklarımın (bütün uzuvlarımı saymama lüzum var mı?) sallandığını, belki de daha çok titrediğini hissettim. Gidip geliyordu, bir oraya, bir buraya… Neyse ki kimse fark etmedi, çünkü duvara bakmıyordum. Duvara baksaydım, bu hiç iyi olmazdı.